Yol ikiye bölünmüştü, sarı ağacın önünde.
Ve ben ikisine de gidemeyeceğim için üzgündüm.
Uzun zamandır beklediğim bu yolculukta tektim.
Bakabileceğim kadar uzağa baktım.
Çimlerin yeşeremediği bir yere.
Sonra diğer yola baktım, adaletten yanaydım.
Belki de daha iyiydi orada olmak.
Çünkü yerlerde serpilen çimenler vardı.
Oradan geçiyor olmak bile,
Aynı hissiyatı veriyordu.
Her ikisinde de sabah eşit aydınlanıyordu.
Ayak izleri olan yerlerde yapraklara adım atılmamıştı.
Vay be, başka bir günü daha geçirmiştim!
Hangi yolun nereye varacağını şimdi biliyorum.
Tekrar geri gelir miyim şüphe ediyorum.
İç çekişlerle söylüyorum bunu;
Bir yer var, yıllar yılı duran bu yüzden:
Yol, ikiye ayrıldı ve ben,
En az bir yolculuk yapmış oldum.
Tüm ayrımların başladığı yerde.